Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı

Misafir

ash çay dükkanından içeri girdi.. yanlız oturan çoçuğu gördü ve yanına gidip oturabilirmiyim dedi gülümseyerek

Carrion gülümsüyerek tabiki dedi ve ona geldiği için teşekkür etti

Misafir

ash gülümseyerek bişeyler içtinmi bnm canm bir böğürtlen çayı istiyor dedi..

bende onu istedim zaten birinci bardağımdı içiceksen içebilirim yani dedi Carrrion Crawler

Misafir

ash gülümseyerek bn bir tane içerim dedi bu arada isim neydi _ dedi

benim isimim Carrion Crawler birşey söylicem seçmen şapka çok geç seçiyor neden ben gryfinndor olmak istiyorum işallah öyle olurum dedi carrion

Misafir

ash gülümseddi tanıştığıma memnun oldum bende ashley chang dedi ash gülümseyerek bu arada gryffindora bende çq istiyordm ya ama ne olcagıın hiç belli olmuo ama bn gryffindor oldm ve çok mutluyum...dedi çok konuştuğu için yorulmuştu sandalesine gömüldü ve hızlı hızlı nefes almaya başladı.

out: bak rp dışı şeyler sölerken out yazcaksın sonrada rp ye geçerken in yazcaksın bu arada seçmen şapka için bir prfin girmesi lazım prfler bazen unutuyorlar ondan olablir girince sen hatırlat bencei

ben hogwarts'a dönüyorum dedi carrion

out:tşk ben bilmiodum

Rihanna içeri girdi. Bir çay içip kendine gelecekti. Daha sonra kararsız kaldığı için "Bana önerebileceğiniz bir çayınız var mı?" diye sordu.

Ginny yavaşça içeri sokuldu.Uzakta Rihanna'yı gördü.Ona doğru ilerledi.''Selam canım.Ne içeceksin?'' diye sordu sırıtarak...=)

Bella soluk soluğa içeri girdi biraz yorulmuştu çünkü hemen kendine boş masa aradı gözleriyle ve buldu sonunda hemen masaya oturup kendine bir çay söyledi...

Rihanna içeri girmişti. Pek fazla kişi yoktu. Kendine bir böğürtlen çayı söyledi.

Justin buraya ilk kz geliyordu.Etrafına baktı boş görünüyor.Yanında duran masada gördüğü Kızla tanımak için yanına oturdu ve "Merhaba ben Justin senin adın ne?"dedi...

Rihanna çayını beklerken derin düşüncelere dalmıştı. Birden birinin sesiyle kendine geldi. Biri ona "Merhaba ben Justin senin adın ne?" demişti. Rihanna şaşırmıştı ve etkilenmişti. "Şeyy.. Bende Rihanna. Otursana!" dedi.

Justin "otur"dediğini duyduğu an oturdu."Neden şaşırdın bu kadar Rihanna"dedi.Kendisinede Rihanna gibi bir böğürtlenli çay döyledi.Bir yandan da şalırmış görünen Rihanna'ya gülümsüyordu.

"Yoo yoo şaşırmadım, şeyy sadece.. Herneyse. Şey galiba burada yenisin." dedi. Gülümsüyordu. Bir süre sonra çayı geldi. Çayından bir yudum aldıktan sonra "Nerde kalmıştık? Hah! Bana biraz kendini tanıtır mısın? diyecektim." dedi. Biraz utanmıştı. Erkeklerle konuşmasını pek bilmezdi. Ve karşısında onu çok etkilemişti nedense.

"Evet yeniyim"dedi gülümseyerek.Oda çayını içtikten sonra Rihanna'ya"Ne anlatıyım gördüğün gibiyim.Sen mugglemı yoksa büyücü ailesinden misin?"dedi.Etkilenmişti Rihanna'nın tavırlarından....

"Ben mi?" diye sordu Rihanna. İçinden 'Ahh! Bu çok aptalcaydı. Tabi ki de oydu.' dedi. Toparlamaya çalıştı "Ben büyücü ailesindenim. Lysse ailesi. Peki sen hangi ailedensin?" dedi. Gülümsüyordu. Ama aslında içinde bir sevinç patlaması gibi bişey vardı.

"Evet sen. Bende büyücü ailesindenim."dedi.Gülümsüyordu oda ona.Gerçekten güzel bir kızdı.İçinden ona "Çok güzelsin ve benimle çıkar mısın?"demek geldi ama yapamadı onun yerine "Saçların çok güzel"dedi gülümseyerek.

Melodia oturmak ve belki yeni birileriyle tanışırım diye buraya gelmişti. Okuldan iki kişinin oturmuş konuştuklarını gördü. Onları tanımıyordu. Yanlarına gidip "Merhaba, ben Melodia." dedi sevecen bir yüzle.

Rihanna bu söze karşılık küçük bir kahkaha attı. "Ehehe. Şey..." dedi. Ağzından başka laf gelmedi. Aslın 'Senden çok hoşlanıyorum." diyecekti ama utanıyordu. Eğer böyle bişey varsa karşıdan beklerdi. Çünkü çok utangaçtı. Bir süre sonra "Senin de gözlerin çok güzel." dedi yüzünde utangaç bir gülümseme vardı.

out: Benide taksaydın keşke

Tam"Benimle çıkar mısın"diyecekken arkadan bir ses duyup arkasını döndü ve onlara doğru gelen kıza "merhaba ben Justin"dedi.Sonra Rihanna....

Rihanna şaşırmıştı. Rihanna "Merhaba!" dedi.

"Merhaba, tanıştığımıza sevindim. Senin adın ne?1" diye sordu oradaki kıza. Aslında biraz utanmıştı çünkü neyi böldüğünün farkındaydı. "Şey, isterseniz ben gidebilirim." deedi onlara.