Birşeyler İçmek İsteyenlere _ no : 2

Samara yanına otura Pearl'e baktı. Onu farketmemişti bile. Morali çok bozuktu herhalde. Usulca Pearl' "Selam" dedi.

Pearl kendisine birden ''Selam''denildiğini duyunca çok dalgın olduğu için irkildi.Sesin geldiği yöne doğru bakarak:''Ah Samara senmiydin korkuttun beni.Farkedemedim kusura bakma...Nasılsın bakalım?''Pearl'ün ağzından kelimeler birden dökülüvermişti.Sonra kendisi bile şaşmıştı bu hızına.

" Ne.. hönk... zönk... bla bla. Anlamadım Pearl kusura bakmayıver!" Samara şaşkın şaşkın konuşurken çenesini elleri arasına aldı ve sordu:
" İyi misin sen ya?"

Pearl Samara'nın da şaşkınlığını anlayıp derin bir nefes aldı ve''Ahhh...Bak ben bilmiyorum Samara neler oluyor sadece yalınızmışım gibi hissediyorum bilmiyorum ...Neyse yha boşwer PEarl'ün her zamanki kuruntuları işte.Sen nasılsın?bakalım.''

out:acilen çıkmam sonra devam edelim cnm kusura bakma

Samara tüh bak allasen gördün mü başımıza gelenleri cinsinden bir pozisyon aldı iskemlenin üstünde sonrada;
" Bak sen anlat kuruntularını ben dinlerim seni! Ayıp ettin"

Pearl Samara'ya bezmiş bezmiş bakarak''Gülüceksin ama bende bilmiyorum Samara...Püffff''Pearl başını ellerinin arasın alıp Samara'ya bakmaya devam etti.

Pearl üç süpürgeye birşeyler içmek için gelmiştii.Kendini bir masaya zoraki atıp derin bir nefes aldı.

Hazal'ın canı çok sıkılmıştı, üç süpürgede bişeyler içip kendine gelmek istiyordu.
Masalardan birinde Pearl'ü görünce yanına gitti ve
"Selam Pearl, naber?" dedi.

Pearl yanına gelen Hazal'a gülümseyerek: ''Selam Hazal ben iyiyim sen nasılsın?Bakalım.Aaaa çok pardon otursana lütfen.'' diyerek gülümsemeye devam etti.

Hazal Pearl'ün yanına oturdu, derin bir nefes aldı ve
"İdare ediyorum işte.." dedi.

Pearl'ün gözlerindeki gülümseme silinmişti. ''Sen böyle söylediğine göre yolunda gitmeyen bişeyler vardır Hazal.Anlatmak istermisin bana?''dedi.

Hazal bu meseleyi pek konuşmak istemiyordu,
çünkü yaptığının yayılmasını ve büyütülmesini istemiyordu, sonunda
"Aslında çok önemli değil Pearl.
Sadece bazı kararlarımda çok aceleci davrandığımın farkına vardım. Hepsi bu." dedi.
Bu sırada önünden geçen garsona siparişlerini verdi.

Pearl çok dikkatli bir şekilde Hazal'ı dinliyordu.Ciddi görünüyordu.Pearl Hazal'ın sözlerinin bitmesi üzerine: ''Hazal hangi konuda aceleci davrandığını bilmiyorum ama neresinden dönersen kardır.Seni hiç birşeyin mutsuz etmesine izin verme şöyle düşün sen mutsuzsan karşındakileri de mutsuz edersin zaten.Tamam mı canım lütfen üzme kendini.'' Pearl sorunu bilmiyordu ama Hazal'ı bu halde görmek onu da mutsuz etmişti.

Hazal Pearl'ün de tadını kaçırdığına üzülmüştü, ama Pearl doğru söylüyordu.
Zararın nerseinden dönülse kardı.
Hazal bu düşüncelerinden sonra gülümsedi ve "Haklısın Pearl, üzülmeme değmez" dedi.

Justin içeriye girdi doluydu galiba baya kendine arkalarda boş bir masa gördü ve oturdu...

Yaz gelmiş olması ve derslerden kurtulmak Nadya'yı rahatlatmıştı.Yine o sıkıcı sıcağı yenmeye çalışan ve bir okadar da kalabalık olan Hogsmeade'da dolaşıyordu.Bir süre o dükkan senin bu cafe benim gezdikten sonra uzun zamandır gelmediği Üç Süpürgeye gitmeye karar vermişti.
İçeriye adımını attığı andan itibaren o bunaltıcı havanın sersemliği onu sarmıştı bile.Biraz ilerisinde duran kendi yaşlarında bir erkek çocuğuna gözü takılmıştı.Onun yanına doğru yürümeye başladı.''Şey... merhaba.Ben Nadya... Nadya Missy Cornelia Black.Oturabilir miyim?'' etrafına bakındığında daha çok tanımadığı kişilerin kol gezdiğini görünce bakışlarını önünde duran henüz adını bile bilmediği erkek çocuğuna çevirdi.Acaba onu daha önce görmüş olabilirmiydi?

Pearl okul zamanında hep geldiği üç süpürgedeydi şimdi.Bir masaya oturdu tanıdık yüzler görmeyi umuyordu ama tanıdık kimse yoktu.

Sirious da bügün ilk kez üç süpürgeye gidiyordu.Sanki onu oraya çeken birşey vardı.Ayakları onu üç süpürge nin önüne kadar getirdi.İçeriye girdi.Arkalarda bir masada kuzeni Pearl i gördü.Yanına gitti:
--Oturabilir miyim Pearl.-- dedi.

Pearl kafasını kaldırıp kuzeni Micheal'ı görünce şaşırmıştı: ''Micheal seni gördüğüme şaşırdım gerçekten.Tabi oturabilirsin.Eee... görüşmeyeli nasılsın bakalım'' diyerek Micheeal'a gülümseme attı.

Michael Pearl in karşısına oturdu ve konuşmaya başladılar.
--Eii yim be kuzen bayağıdır yüzünü göremiyoruz.Nerdeydin?--dedi.

''Ben mi?Ben buralardayım.Yani bir yere falan gitmedim.Asıl sen nerelerdesin bakalım?''dedi ve Micheal'ın omzuna hafifçe eliyle dokundu.Sonra yine gülümsedi.

--Ben İstanbul a annemlerin mezarını ziyarete gittim.--dedi ve gözlerinden bir iki damla yaş aktı.
--eee!Ne içiyoruz bakalım.--dedi sanki acısını unutmak istermiş gibi bir hali vardı.

out:höytt biz İngiliz değilmiydik yaa neyse

rp in:''Üzgünüm Micheal seni üzmek için sormamıştım.''Pearl biraz durduktan sonra konuyu değiştirmek istercesine:''Evet ben bi kaymak birasına hayır demem aslında.''dedi şimdi gülümsemiyordu.

--tmm.İşte buna hayır demem.--dedi ve ekledi:
--Garsoooon 2 kaymak birası lütfeeen.--dedi ve beklemeye basladılar.

Pearl sessizlikten sıkılımıştı :''Eeee kuzen anlat bişeyler bu sene Hogwarts'a geliceksin heyecanlı mısın? ''diyerek gülümsedi.