1. SıNıFLaRıN DeRSLeRi...

Prof. Ece Çeşmioğlu bu gün öğleden sonra ders için sınıfa girdi.Sınıfta kimse yoktu ... Erken geldiği için hazırlığını yapmaya başladı tahtaya birkaç birşey yazdı ki öğrenciler sorduğu soruları kolay bilsin ...

Konu:Telefon

Telefon'un Tarihçesi
İlk telefon Alman mucid Alexander Graham Bell tarafından bulunmuş ve 1861 yılında Frankfurt şehrinde Fizik Derneğine tanıtmıştır. Asıl düşüncesi sağır ve ağır işitenlere kolaylık getirmek istemesi idi. 1876 yılında Graham Bell tarafından patentlenmiştir.

Nicole yavaş ve sakin adımlarla Muggle Bilimleri dersliğine doğru ilerliyordu...

Bu sefer geç kalmadığına emindi...
Oldukça erken gidiyordu...

Dersliğe geldi...Kapıyı 3 kez tıklattı...Her ihtimale karşı...
Profesör içerde olabilirdi..
Ses gelmeyince kapının kolunu yavaşça indirdi..
Ve kafasını içeriye uzattı...

Profesör tahtaya birşeyler yazıyordu.
Belli ki Nicole'nin geldiğini duymamıştı...
Öğrencilerden hiçbiri yoktu...
Evet geç kalmamıştı...Bu geç kalmadığım 2.ders diye geçirdi içinden..

En ön sıralardan birine geçti.Çünkü Muggle Bilimleri dersini oldukça fazla seviyordu.

Merhaba Profesör nasılsınız?Dedi Nicole...Profesör ürkmüş gibiydi..Ssizii kkorrkkuttuysamm özürdilerim Profesör...Dedi Nicole korkakça...

AA Hoşgeldin canım... Önemli değil canım korkmadım
dedi Prof. Ece . Nicole'nin sesini duyunca aslında birazcık korkmuştu ama bunu söylemedi...

Sen otur bende birkaç öğrenci gelsin diye bekleyeyim ondan sonra derse başlarız
dedi ve suyundan bir yudum aldı.

Ödevini yapmışsın çok beğendim ama bir arkadaşın daha seninle aynı ödevi yapmış buna dikkat et tatlım

diyerek gülümsedi ve yazmaya devam etti ... Neredeyse bitirmişti ki yorulduğunu farketti ve

Öğrenciler gelince devam ederim
diye düşündü

Nicole Profesörün ödevini beğendiğine oldukça sevinmişti...
Profesörün yazdıklarına baktı...Telefon...

Tam anlamıyla telefonun ne olduğunu öğrenecekti yani...
Buna sevinmişti...Prof.Ece'ya baktı ve gülümsedi...

Tüy kalemini ve parşömen kağıdını hazırladı...
Biran acaba bunları yazsam mı ?diye düşündü...
Ama Profesörün kızabilecek olmasını göz önünde bulundurarak bu fikrinden vazgeçti...

Prof.Ece'yle beraber arkadaşlarının gelmesini beklemeye koyuldu...

İstersen yazabilirsin tatlım.Benim öyle takıntılarım yok

diyerek yazdıklarına devam etti.Sonra

Hadi sana bir soru sorayım eğer yaptığın ödevde anladıysan kolaylıkla cevaplarsın ve 5 puanı kaparsın ... Ne dersin ?? Mugglelar telefonu hangi amaçla kullanırlar?

dedi ve suyundan yine bir yudum aldı...Eğlenceli bir ders onları bekliyor muydu?Yoksa kimse gelmeyecek miydi...

Çok bekledik ama kimse gelmedi gelen bize katılır ...hadi derse başlayalım bari

diyerek gülümsedi

Peki prosör siz nasıl isterseniz...Dedi Nicole gülümseyerek....

Sorunuzu sanırım cevaplayabilirim sanırım......

Telefon birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme aygıtıdır.

Bunları bir çırpıda söylemek Nicole'yi yormuştu...Profesöre bakarak gülümsedi...

Umarım cevabım doğrudur diyordu içinden...

Tahtada yazanları not almaya başladı...

Telefon'un Tarihçesi
İlk telefon Alman mucid Alexander Graham Bell tarafından bulunmuş ve 1861 yılında Frankfurt şehrinde Fizik Derneğine tanıtmıştır. Asıl düşüncesi sağır ve ağır işitenlere kolaylık getirmek istemesi idi. 1876 yılında Graham Bell tarafından patentlenmiştir.

Yazısına şöyle bir baktı...Gayet düzgün olmuştu...Bakalım profesör cevabımı beğenecek mi diyordu içinden Nicole...

Ginny nefes nefese kapıya gelip,tıklattı.İçeriden gel sesini duyunca içeri girdi.

''Özür dilerim Profesör,umarım geç kalmamışımdır..'' diyerek önce Profesöre daha sonra Nicole'ye bakarak gülümsedi.

Nicole Ginny'i gördüğüne oldukça sevinmişti...Ginny'e gülümseyerek yanıma oturmak ister misin Ginny?Dedi

Yalnız kalmadığı için içten içten seviniyordu Nicole...
Hem en iyi arkadaşlarından biri gelmişti...Ginny oldukça fazla severdi..

Hayır canım bizde yeni başlamıştık...Önemli değil

dedi Prof. Ece Ginny'ye gülümseyerek

Bu arada Nicole doğru... Hufflepuff 'a 5 puan daha

Evet sanırım gelecekler bu kadar ... Tatiliniz nasıl geçti bakalım ? Neler yaptınız tatilde ? İçinizde su parkına giden oldu mu?

Aman Allah'ım ne kadar fazla soru sordum dedi ece içinden sonra

Ee hadi biriniz başlayın yoksa derse başlıyorum diyerek gülümsedi

Hazal da Ginny'nin koşturarak sınıfa girmişti ve nefes nefese,

"Merhaba Profesör. Geç kalmadım umarım..." demişti.

Sınıfın henüz boş olduğunu gördü. Sınıfta Profesörden başka, sadece
Nicole ve Ginny vardı. Onlara da,

"Merhaba kızlar..."
dedikten sonra, hemen arkalarındaki sıraya oturdu.

Eşyalarını yerleştirip, tüy kalemini, mürekkebini, parşömenlerini ve diğer
malzemelerini çıkartıp, tahtada telefonla ilgili yazılanları geçirdi.

Hazal, muggle kökenli olduğundan, bu bilgileri zaten adı gibi biliyordu.
Fakat, tahtada yazılanların, Profesör'ün özellikle önem verdiği bilgiler
olduğunu düşünüyordu.

Tahtadakileri parşömenine yazdıktan sonra, yazdıklarına gözgezdirerek,
içinden okudu.

"İlk telefon Alman mucid Alexander Graham Bell tarafından bulunmuş
ve 1861 yılında Frankfurt şehrinde Fizik Derneğine tanıtmıştır. Asıl
düşüncesi sağır ve ağır işitenlere kolaylık getirmek istemesi idi. 1876
yılında Graham Bell tarafından patentlenmiştir."

Hazal bu bilginin dışında, birçok şey biliyordu, fakat tam elini kalldıracakken,
"Belki benim söyleyeceklerimi Profesör söyleyecektir. En iyisi
Profesör sorduktan sonra cevaplamak sanırım" diye düşündü.

Hazal, nedenini bilmemesine karşılık, Profesör'ü kendine çok yakın
hissetmişti. Gülümser yüzü ise çok hoşuna gitmişti. Muggle bilimleri
dersi onun için eğlenceli geçeceğe benziyordu.

Profesör'ün,
"Evet sanırım gelecekler bu kadar ... Tatiliniz nasıl geçti bakalım ?
Neler yaptınız tatilde ? İçinizde su parkına giden oldu mu?"
demesine karşılık Hazal, heyecanla parmak kaldırdı...

Evet ilk parmak kaltı ...Hazalcım söyle bakalım nasıl geçti tatilin ? dedi sonunda bir cevap gelmişti.Öğrencileriyle konuşmak ders işlemekten daha mutlu ediyordu onu . Çünkü o da bu sıralarda oturmuştu.Hatta yeni mezun olmuş sayılırdı.Bu olayı sınıfla paylaşmak istedi ama önce Hazalın konuşmasını bitirmesini beklemeliydi....Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına da yapma anlayışı kafasında öylesine yer etmişti ki bunu istese de yapamıyordu

''Teşekkürler Profesör.'' dedi Ginny.Çok sevmişti Profesörü.Tam bir sıraya oturcakken Nicole ;

''Yanıma oturmak ister misin Ginny?'' Dedi.

''Tabiki Nic !'' dedi Ginny sevinçle.Nede olsa Nicole en iyi arkadaşlarından biriydi.
Tam o sırada içeri Hazal girdi.

''Merhaba kızlar.'' deyip,arkalarındaki sıraya oturdu.Ginny;

''Merhaba canım'' dedi ve önüne döndü.

Profesör;
"Evet sanırım gelecekler bu kadar ... Tatiliniz nasıl geçti bakalım ?
Neler yaptınız tatilde ? İçinizde su parkına giden oldu mu?" dediğinde Ginny kendini tutamayarak ;

''Su parkımı ?!'' dedi.Biraz utanmıştı ama sonuçta Muggle dünyasını pek bilmiyordu.
Merakla Hazal'ın konuşmasını bekledi..

Evet su parkı muggle tarihi işlemiyor muyuz? Bir muggle kentine giden var mı desem daha doğru ... dedi Ece ardından Hazal'ın anlattıklarını dinlemeye koyuldu...

Nicole Ginny'nin yanına oturmasına sevinmişti...
Çünkü Ginny'i çok seviyordu...
Yanına oturunca ona gülümsedi...
Sessizce nasılsın?Dedi...
Hiç su parkı ya da muggle kenti kelimelerini duyar duymaz Nicole'nin parmağı havaya kalktı...
Heyecanla Profesörün ona izin vermesini beklemeye koyuldu..

Hazal ayağa kalkarak,
"Benim tatilim çok iyiydi Profesör, ben muggle kökenliyim ve Hogwarts'dan
kabul mektubu aldıktan sonra, genellikle Hogwarts'la ilgili konularla uğraştım.
Ayrıca bunun dışında ailemle tatile çıktığımızda, bir tatilköyüne gittik. Orda da
haliyle bir çok su parkı vardı."

dedi ardından da

"Şey Profesör, isminizi merak ediyorum da, öğrenebilir miyim acaba?"

dedi ve yerine oturarak Profesör'ün vereceği cevabı bekledi.

David koşarak Muggle Araştırmaları sınıfının kapısının önüne geldi. "Lanet olsun ders başlamış." diye geçirdi içinden ve kapıyı tıktıkladı. Kapıyı araladı ve sınıfa girdi. Profesöre baktı ve:

"Özür dilerim profesör, girebilir miyim?"

dedi. Bu arada sınıftaki arkadaşlarını gördü. Onlara göz kırptı ve profesörü beklmeye koyuldu.

Ece "Önemli değil David ders daha yeni başladı..."diyerek dersi anlatmaya devam etti.

"Muggle tarihini müthiş ölçüde değiştiren telefon o çağın en önemli denilebilecek yeniliğidir... Evet arkadaşlar son olarak bu cümleleri kurarak telefonu bitirdik...Yeni ödevinizi ödev panosuna asacağım.Önceki ödevini yapan arkadaşlara teşekkür ederim." diyerek yeni bir konuya geçtiğini belirtti..

"Yeni konumuz televizyon ...Bu konu hakkında görüş belirtmenizi isterdim ama ders bitmek üzere şimdi serbestsiniz... İsteyen çıkabilir." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı.

David el kaldırdı ve:

"İsterseniz ders bitmeden söyleyebilirim profesör. Söyleyebilir miyim?"

dedi.

Profesörün anlattıklarını çok güzel dinledi Ginny.Şu Muggle'lar ilginç diye geçirdi içinden.Dersin sonunda arkadaşlarına ;

''Görüşürüz.'' dedi ve,

Daha sonra Ginny Profesöre ;

''İyi günler Profesör.'' dedi ve gülümseyerek dışarı çıktı.

Şimdilik gerek yok David ...

Profesör'ün "Çıkabilirsiniz..." demesine karşılık,
Hazal da eşyalarını topladı ve arkadaşlarına,

"Görüşürüz..."
dedikten sonra, Profesör'ün yanına gitti. Ona da,

"İyi günler dilerim Profesör... Dersiniz çok eğlenceliydi !!"
dedi.

Dersliğin kapısına doğru ilerledi,
Ginny'nin peşinden o da sınıftan çıktı.

Bu gün güzel bir ders beni bekliyor...

Prof. Ece bu öğleden sonra Muggle Bilimleri dersliğine girdi.Elinde herzamanki gibi bir fincan kahvesi vardı.Tahtaya telefon ile ilgili ne var ne yok herşeyi yazdı ve öğrencileri beklemeye koyuldu...

Bu gün yanımda televizyon getirmem iyi oldu ... Pek çok öğrenci televizyon nedir bunu bile bilmiyor.Nasıl olursa olsun bu dersi eğlenceli hale getireceğim...

Ece televizyonu kurduktan sonra ufak bir sihirle kanalı kendi diline çevirdi ve izlemeye koyuldu.Bir yandan da gözü kapalı olan kapıdaydı.Öğrenciler nerede kalmıştı?Ya da bu gün derse kimse gelmeyecek mi?İşte bunu düşünmek onu sıkmıştı.Çünkü dersi zorunlu değildi ve isteyen girmese olurdu.Bu da onun bir hayli sıkılmasına yol açtı.Ardından T.V de bir Türk kanalı açtı.Programa o kadar şaşırmıştı ki öğrencilerin gelmemesini programın sonunu görmeyi istedi.Programda adam karısı ve çocukları dahil olmak üzere herkes ağlıyordu.Ama ne yazıkki Ece bu duruma dayanamadı ve kanalı değiştirdi.Kahvesinden bir yudum alarak yeniden öğrencilerini beklemeye koyuldu...!

Merhaba Profesör dedi Nicole sevinçli bir sesle....

Muggle Bilimleri en sevdiği derslerden biriydi çünkü....

Ağır derslerin yanında Muggle Bilimleri oldukça eğlenceli kalıyordu...Bu da Nicole'nin hoşuna gidiyordu..

Bu sefer Profesörü korkutmadığından emindi....

Bu sefer sizi korkutmadım sanırım Profesör? Dedi gülümseyerek....

Derse Profesör televizyon izlerken gelmiştii....

Büyük bir şaşkınlıkla...Aaa Profesör televizyon!!!

Sesinin bu kadar şaşkın çıkmasına kendiside şaşırmıştı...

Profesörün sorusu tahmin edebiliyordu?

Hiç televizyon gördün mü??

Profesör siz sormadan söyliyim..Evet televizyon...Gördüm...
Dedi gülümseyerek...

Muggle hayatından birşey görmüş olmasını kendi kendine takdir ediyordu....

Kimse gelmemiş gibi gözüküyordu...
Arkadaşlarını beklemeye koyuldu...

Bir yandan da Profesörün tahtada yazdıklarını bir parşömen kağıdına geçiriyordu.
Elleri acımıştı..Tahtada birsürü şey yazıyordu çünkü...

David Muggle Araştırmaları Dersiliği'ne geldi. Kapıyı açtı ve içeride bir televizyon gördü. Şaşkınlıkla baktı ve:

"Günaydın profesör. Bu televizyondu öyle değil mi?"

dedi biraz şaşkınlıkla ve Nicole'ye:

"Günaydın Nicole."

diyip bir sıraya oturdu.

Janekapının önüne geldi. Elinde bir kaç şey vardı. Kapıyı tıktıklatıp içeri girdi. Bir an önce profesörün yanına
"Günaydın profesör! Özür dilerim,ilk dersinize giremedim. Yeni kayıt yaptırdım da."
dedi. Öğretmen kızmamış görünüyordu. Sonra kendine bir yer buldu ve oturdu. Oturduğu an gözüne bir şey çarpmıştı. Birden
"İnanmıyorum! Bir televizyon!"
diye bağırdı. Ama bağırdığı için utanmıştı. Çünkü daha önce sadece bir resimde görmüştü televizyonu. Yanakları kızararak
"Özür dilerim profesör."
dedi. Bir önünde David ve yan tarafındaki sırada Nicole oturuyordu. Onlara gülümseyerek
"Günaydın Nicole! Günaydın David!"
dedi. iyice yerine yerleşmişti ve keyfi yerindeydi. Yüzünde hafif ve kaybolmayan heyecan ve gülümseme vardı.