Macera

Misafir

Daren bir süre bekledi kendiside bilmiyordu neden buraya geldiğini ama geldiğinede hiç pişman olmamıştı çünkü burada beklerken Hazal'ın odaya gelip başka bir köşeye geçip oturması büyük bir tesadüf idi üzerinden hemen pelerini atıp Hazal'a gitti ona sarıldı mutluluğunu ancak böyle gösterebildiğini hissetmişti sonra

"Merhaba nasılsın Aşkım?" dedi ve gülümsedi Hazal'ı görmek onu çok mutlu etmişti . Hazal'ın güzel gözleri onu etkiliyordu .

Misafir

Hazal odada birden birinin üzerindeki pelerini attığını fark etti.Kim olduğunu göremeden o kişi Hazal'a sarılmıştı bile.Hazal ne olduğunu anlayamamıştı.Bu kişi kimdi ve Hazal'a niye sarılmıştı.Etraf o kadar karanlıktı ki onu göremiyordu.Birden şu sesi duydu:

"Merhaba nasılsın Aşkım?"

Hemen kendisine sarılan kişiyi üzerinden itti.Asasını hemen karartıya doğrulttu.

"Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?Ayrıca bana ne cürretle aşkım dersin?Görelim bakalım kimsin? Lumos! "

Asadan çıkan ışık etrafı görmeye -ama en önemlisi karşısındakini görmeye- yetmişti.Daren'ı karşısında buldu Hazal.Asasını aşağıya doğru indirdi.

"Sen miydin Daren?Çok korkuttun beni."

diyerek kalktığı yere tekrar çömdü.

Misafir

Daren birden Hazal'ın kendisini itip konuşması ile çok şaşırmıştı Hazal:

"Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?Ayrıca bana ne cürretle aşkım dersin?Görelim bakalım kimsin? Lumos! "

dedikten sonra kendisinin Daren olduğunu anlayabilmişti doğru idi oda karanlıktı kendisini görememesi çok normal idi Daren de

"Lumos maxima." dedi büyük bir ışık çıkmıştı Daren Hazal'ın yanına oturduktan sonra

"Ne oldu neden buraya geldin Hazal." dedi gülümseyerek .

Quliet her zamanki gibi ölüm yiyen şatosundan çıkmış ilerliyordu...Önüne çıkan yardımcısı Kunz'u gönderdi...Hızlı hızlı ilerliyordu..Asasını çıkarıp Bağıran Baraka'ya cisimlendi...

İçerisi karanlıktı...Ama bir uçtan ışıklar yansıyordu duvardaki tabloya..Demekki orda birileri vardı...Sessiz ve sakin olurdu genelde burası...Ölüm yiyenler ve başkaları yokken tabi...Ordakilerin bir ölüm yiyen olmadığını hissediyordu...Asasını sımsıkı elinde tuttu..Öne doğru doğrultup ilerlemeye başladı..Asasından ışık saçmak istemiyordu...Zaten duvar ve tablolara çarpan ışık yürümesini sağlayabiliyordu...

Gittikçe yaklaşıyordu ışık...Quliet gözüyle belirginleştirmeye çalışıyordu orda olan kişileri...Aslında anlamıştı...Sihir Bakanı ve eşi...Mrs ve Mr Grace ailesi...

''Bebekleri nerde acaba?''

diye mırıldandı...Ardından asasını onlara doğrulttu.

''Yine karşılaştık Bakan Grace...Ama bu sefer masum eşinizde burda...''

dedi...Sırıtıyordu..

''Minik bebeğiniz nerde?...Aile mutluluğunuzu bölmek için onada ihtiyacım var biliyorsunuz...''

dedi...Hala kötü kötü bakıyordu..

Misafir

Daren Hazal'ın yanında otururken yine sinir olduğu ve ölümcül nefret ettiği Karanlık Lady geldi ayağa kalkıp asasını çıkarttı daha ona doğrultmamıştı ve

"Sizin bir bulanık olduğunuzu Gelecek Postasının bilmesini istemezsiniz herhalde ? Değilmi ?"

dedi sinsice güldü ve asasını kadına doğrultarak

"Bu kadar kısa süre içinde ikinci kez karşıma çıkmaya nasıl cesaret edebildin BULANIK!"
dedi bulanık kelimesini vurgulayarak . Pencereden içeri çok az ışık gelebiliyordu Daren kadına bakarak güldü şuanda Hazal'ın yanında Daren vardı birşey yapamazdı istesede yapamazdı kendisini geçemeyeceğini biliyor olmalıydı .

Quliet asasını sımsıkı tutup Daren'e doğrultmuştu.Quliet'e bulanık denmesi onun en istemediği ve en kızdığı şeydi...Daren'de bilerek bunu diyordu...Ama Quliet sakin olmaya çalışıyordu ki bu sakinliği en son dediği kelimeyle bitmişti..

''Benimle nasıl böyle konuşursun ....Burada bulanık biri varsa oda sen ve yanında ne olduğu belli olmayan eşin...''

dedi..Ardından Daren'in yanındaki Hazal'ı kolundan tuttuğu gibi kendi tarafına çekmişti..Elindeki asayı yere atmıştı...Hazal'ı boynuna asasını dayamış Daren'e bakıyordu.

''Şimdi zavallı olan sensin Daren...Zavallı güçsüz lanet bir bulanık...En zor durumda olan sensin...Eğer karının kılına zarar gelsin istemiyorsan dediklerimi yapmakla hükümlü olan zavallı ve güçsüz bir bulanıksın..Anladın mı bulanık...''

dedi..Bir yandan da Hazal'ı etkisiz hale getirmeye çalışıyordu..

Misafir

Daren biranda ne olduğunu anlamamıştı ama kendisine bulanık denmesinden pek sinirlenmiyordu sinirlendiği şey Hazal'ı öldürebilecek bir durumda olması Daren biraz durdu ardından gayet sakin bir şekilde yada sakin olmaya çalışarak asasını kendi cüppesine doğrulttu ve içinden birşeyler söyledi yaptığı büyünün bilinmesini istemiyordu ileri bir adım attı ve

"Bak Quilet sana Quilet diyorum çünkü senden korkmuyorum! Bana istediğin kadar bulanık de." bir adım ileri attı " ama ona birşey yapma ona yada kızıma birşey yaparsan hayatını çok kötü geçirirsin ." hafiften biraz daha yaklaştı "Tamammı onu bırak ve bir safkan gibi düzgün savaş" artık iyice yaklaşmıştı ve

"Bulanık!" dedi yüksek sesle ardından Hazal'ın üzerine atlar atlamaz oradan cisimlendiler kendisinin cüppesini bir anahtara çevirmiş Hazal'a dokunur dokunmaz onunal beraber ışınlanmışlardı ama bunu yapmak birazda zor olmuştu Kadına dokundurmadan Hazal'a dokundurmayı başarmıştı cüppeyi.