Genevieve Amy Black 5. dönemi bekliyor
Mesaj Sayısı : 1 Savaş Tarafın : Karanlık Taraf Tuttuğu Büyücü Takımı : Kayıt tarihi : 03/01/09
| Konu: Genevieve Amy Black C.tesi Ocak 03 2009, 18:00 | |
| Ad: Genevieve AmySoyad: BlackKişisel Özellikler: Cesur, zeki ve yeteneklidir. Fakat hırsı hepsinden daha fazla belirgindir. Asi, küçümser, sinsi, dediğini yaptıran, büyüde olağanüstü şekilde güçlü, inatçı, yaratıcı, kararsız, şımarık, seçici, sportif, eğlenceli, başkalarına aşağılamaya bayılan biridir. Fiziksel Özellikler: Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü ve güzel fizikli biridir. Burç: KovaAilesi: Büyücü Dünya'sının oluşmasındanitibaren Black ailesi vardır. Fakat 1200lü yıllardan itibarenyayılmaya ve birçok alanda etkin olmaya başlamışlardır. Aileyiçoğunlukla safkanlar oluşturur fakat arada birkaç istisna bireybulunmaktadır. Bu önceden pek hoş karşılanmazdı fakat aileninson kuşakları, ailelerinde bulunan melezlere daha ılımlıyaklaşmaya başlamışlardır. Ailenin bütün bireyleri sadık,hırslı ve çalışkandır. Genelde karanlık sanatlarda ustakişiler yetiştiren bir ailedir. İhanet bu ailenin katlanabileceğison şeydir. Sadakate ve başarıya en az sevdikleri kadar önemverirler. Ailedeki kişiler başarılarıyla övündükleri kadaryakışıklılık ve güzellikleriyle de övünürler ki bu daonların bazen ne kadar megoloman olabileceğini gösterir. Özgeçmişi: Babası ve annesi çok saygın ölümyiyenlerdir. Genny ikisini de çok sevmekte ve ayrım yapmamaktadır. Fakat ikisi ayrılmışlardır. Genny bu olayı fazla büyütmemiş ve bunu kabullenmiştir. Bazen annesi bazen de babasıyla birlikte kalmaktadır. Örnek Rp: Tüm Slytherinliler gözlerini girişe çevirmişti. Çünkü bir ses duymuşlardı. Birisi içeriye giriyordu. Birçok kişi arka tarafa doğru kaçmıştı. 1. sınıflardan ağlayanlar bile vardı. Amy içinden onlara bir lanet savurdu. Slytherin'u çok seviyordu fakat böyle korkakların, sulugözlerin ve muhallebi çocuklarının bu binada bulanmaması gerektiğini düşünüyordu. Amy de 1. sınıftı daha küçüktü ama her an saldırmaya hazır bir şekilde bekliyordu. Fazla büyü bilmiyordu ama elinden geleni yapacaktı. Kendisindan daha büyük olanlardan bile daha cesurdu şu anda bunu hissedebiliyordu. Giriş hafifçe açılmıştı. Amy elini cüppesinin içine attı ve asasını tuttu eğer tehlikeli bir şey gelirse hemen asasını çıkarıp saldırmayı düşünüyordu. Kapı tamamen açıldı. İçeriye soğuk bir hava girdi. İçerisi daha da sessizleşti. Gerilim artıyordu. Kapıyı açan karanlıkta belli olmuyordu. Amy asasına iyice yapışmiştı. Ortak salonun işığına doğru yöneldi gelen kişi. Bir çok çocuk gözlerini kapatmıştı, ağlıyorlardı. "Korkaklar." diye içinden kızdı onlara. Gelen kişi yavaşça ışığa doğru geliyordu. Artık ortaya çıkınca gelenin bir profesör olduğunu gördüler. Amy'nin içi rahatlamıştı. Profeösör hem müdürelerden biriydi ve Amy'nin tanıdığı kadarıyla Gryffindor Bina sorumlusuydu hem de. Bu sırada o da kendini tanıtmaya başladı."Ben okul müdürelerinden Anna Carolina Katter. Sizi daha güvenli bir yere götürmeye geldim. "Amy profesörün söylediklerindeki nefretli tonu hemen farketmemiş değildi. Slytherinlilerden haz etmediği sesindeki soğukluktan hemen anlaşılıyordu. Profesör tüm çocukları topladıktan sonra onları etrafından götürmeye başladı. Amy sonlardaydı. Korkakların hepsi önlerdeydi. Profesöre yakın olmak istiyorlardı. Amy kendine son derece güveniyordu hatta içinde biraz da kibir vardı. Kendisini küçük gören insanlardan nefret ederdi. İşte şu anda bunu hissediyordu. Sanki hiç belli olmuyordu Gryffindorlulardan nefret ettiği. Ama Amy bu sırada başka bir şey daha farketti. Profesörün çocukları küçümser bir hali kalmamıştı. Amy profesörün halini daha çok korku diye yorumlamıştı. Sanki gerçekten bir şeylerden ürküyordu. Amy bu halde bile kendisinin bu duruma gülümsediğini farketti. Amy sonradan zombi saldırısı anında bile keyiflenebildiğine şaşırdı. Şimdi zombi çıksa şu öndeki sulugözler ne yapardı ki? Hemen çığlık çığlığa kaçışırlardı ve her şeyi birbirine katarlardı. Profesörün tedirginliğinin birazının bundan kaynaklandığını sezdi. Altıncı kata gelmişlerdi. Burası daha karanlıktı. Profesör biraz sonra "Lumos" diyerek ışık büyüsünü yapmıştı. Amy bu sırada arkadaşı Katy'ye baktı. Katy kendisinden daha önlerde bir yerdeydi fakat Amy onu görebiliyordu. Amy Katy'nin yüzündeki ifadeden sadece endişe seziyordu. Biraz daha yürüdüler. Sonunda 7. kata vardılar. Profesör bir duvarın önünde durdu ve bir şeyler fısıldadı. Önlerine bir kapı çıktı. Kapının ardında çok büyük bir oda vardı. Bu odaya bir çok kişi sığardı. Ama Amy'nin keyfi bozuldu. Çünkü içeriden onlardan başka öğrenciler de vardı. Bunlar Gryffindorlulardan başkası değildi. Amy onlara nefretle baktı. Onlar da Amy'ye öyle bakıyordu. Hepsini tek tek süzdü. Hepsinin içinde bir korku vardı ama kimse belli etmemeye çalışıyordu. "Bir de herkese korkak diyip dururlar, kendilerinin cesur olduğunu söylerler. Şu korkak farelerin haline bak hepsi büzüşmüşler resmen korkudan." diye mırıldandı kendi kendine. Gryffindorlulara duyduğu nefet kadar hiç birşeye duymuyordu. Zümrüdüankacıları unutmamak lazım ama.Önce zümrüdüankacılar sonra da şu pis lağım fareleri diyerek Gryffindorluları betimledi Amy. Amy etrafına bakındıkça tanıdık bir yüz gördü. Bu şekerci dükkanında tanıştığı birisiydi. Sarah, evet bu Sarah'tı. Yanında da bir çocuk vardı. bu da ona bahsettiği sevgilisi olmalıydı. Ama garip bir şeyler sezdi Amy. Sanki kavga ediyorlar gibiydi. Daha doğrusu düello yapıyorlardı sanki. "Şimdi mi? Yani şu anda düello mı yapıyorlar. Bir virüs Hogwarts'ı etkisi altına almaya çalışırken mi?" Amy kendi kendine bunları sordu ve yanlarına gitme kararı aldı. Ne kadar kendisi Slytherinli olsa da Sarah'ı tanıyordu ve sevgilisini ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Birkaç öğrencinin yanından hızla geçti ve onların yanına geldi ve durdu. Amy yine bir gerginlik hissetmeye başladı. Aralarında bir tatsızlık vardı. Amy daha da yaklaştı. Tam onlara olanları soracakken Sarah'ın yere düşüşünü gördü. Amy koşmaya başladı. Sarah'ın yanına diz çöktü. Bu sırada onun sevgilisine de kendini tanıtmayı unutmadı. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı. "Ben yardım çağırmaya gidiyorum." diyerek çok klasik bir cümle kurdu Amy ama bunu düşünecek vakti yoktu hem de hiç yoktu. Hemen ayağa kalkıp profesörün oldması gereken yere doğru koşmaya başladı. Profesörü kaçırmamalıydı çünkü her an gidebilirdi. Daha Ravenclaw ve HufflePuff'lıları getirecekti. Amy önüne çıkanları aldırmadan ve onları ittirerek ilerledi. Sonunda profesörü gördü. Önüne çıkan iriyarı bir Gryffindorluyu da şiddetlice ittirerek profesörün yanına gitti. Amy profesörün yanına vardığında Gryffindorlu çocuğun düşme sesini duydu. Amy hızla birinin bayıldığını söyledi. Herşeyi tam olarak söylemek istemiyordu. Amy profesörün yüzündeki endişeyi hemen farketti. Profesör ona bir şifacı getireceğini garantileyerek gitti. Amy de Sarah'ın yanına döndü. "Şifacı geliyor. Olayları tam anlatmadım sadece biri bayıldı dedim." diyerek Sarah'ın sevgilisine olanları kısaca anlattı. Sarah'ın sevgilisi Amy'e minnetle baktı. Amy de ona gülümseyerek Sarah'ın yanına eski yerine diz çöktü. Gözü hep kapıdaydı. Bir türlü kimse delmiyordu. Sanki dakilalar saatlar kadar uzundu artık. "Sabret Sarah sabret." diye mırıldanıp duruyordu Amy ama Sarah'ın duymadığı biliyordu. Sonra sanki saatlermiş gibi gelen bir yirmi dakikadan sonra profesör Hufflepufflılar ve bir şifacı ile geldi. Amy yine ayağa fırladı ve profesöre doğru koştu. Amy'nin geldiğini gelen profesör hemen şifacıyı alıp ona doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Profesör şifacıyı Amy ile gönderdi ve Amy de şifacı ile geldiği yere döndü. Şifacı hemen Sarah'ın yanına geldi. Sarah'ın sevgilisi Sarah'ın elini tutuyordu. "Her şey düzelecek." gibi bir şeyler mırıldanıyordu. Amy de Sarah'ın yanına gitti. Şifacı Sarah ile ilgilenmeye başladı. Sarah'ın sevgilisi Amy'e döndü. "Herşey için çok sağol. Çok yardım ettin." dedi."Önemli değil. Sarah benim de arkadaşım. Size yardımım dokunduysa ne mutlu bana." diyerek cevap verdi Amy. Sonra devam etti."Ama benim diğerlerinin yanına dönmem gerekiyor. Gelişmeleri bana da söylersin." diyerek gitti Amy. Gerçekten de gitmesi gerekiyordu. Biraz yalnız kalmalılar diye düşünüyordu çünkü. Amy Slytherinlilere doğru ilerlemeye başladı. "Şimdi bebek bakıcılığı vakti." diye düşündü Amy. Ne kadar da yaşıtları olsa ağlayanları yatıştırmaya başladı. Ne kadar da nefret etse bunu yapma gereği hissediyordu. Sonunda tüm ağlayanları yatıştırdıktan onra Amy Katy'nin yanına gitti."Ne vahşet değil mi?" Katy birden yerinden sıçradı."Ne diye böyle sinsice yaklaştın?""Sinsice filan yaklaştığım yok. Sadece sen şu anda herşeyden korkuyorsun, şu etrafımızdaki korkak fareler gibisin" dedi Amy hırçınca. Amy hırçınlaştığında tüm arkadaşlarını üzebilecek bir kapasiteye geliyordu. Amy Katy'nin yanına gidip duvara yaslandı. Amy'nin gözleri doluyordu ama kendini ağlamamak için tutuyordu. Amy bu kadar çabuk yılmamalıydı ve yılmayacaktı. Kendisini iyice toparlayıp iri gözlerini kapıya dikti ve olacakları sessizce beklemeye başladı. | |
|