Mutlu Son

Angel Hogwarts'ta çok güzel bir başlangıç yapmamıştı.Ama ilk senesinin sonlarına doğru sadece ders çalışıp ödev yaparak bir yere gelemeyeceğini anlamıştı.Bu yüzden ilk kez Göl Kenarı'na gitmişti.Gerçekten üzgündü.Ama yanına gelen tanımadığı Slytherinli çocuk Bill ve Hufflepufflı ikizler Melis ve Deniz birden Angel'ın arkadaş grubu oluvermişlerdi.Dönem sonu balosuna bile birlikte katılmışlardı.Angel böyle değerli arkadaşlar edindiği için mutluydu.Fakat hala kalbinde büyük bir eksik vardı.

Angel saçlarını savurarak Hogsmeade sokaklarında geziyordu.Hava çok sıcaktı.Angel yürüyüşleri sevsede yinede bu sıcakta yürüyüş yapmak çok sağlıksızdı.Angel bu yüzden gözüne çarpan ilk kafeye girdi.Burası anne ve babasının henüz küçüklerken tanıştıkları yer olmalıydı.Çoğu öğrenci çoğu büyücü oturmuş kaymak birası içiyorlardı.Angel'a bu havada kaymak birası fazla garip olurdu.Bu yüzden soğuk bir balkabağı suyu istedi.Siparişini bara veridkten sonra ortalardaki boş bir masaya ilişti.

Çevresindeki masaların hepsi doluydu.Köşedeki bir masada iki sevgili bir yandan el ele tutuşmuşlardı.Diğer yandan ikiside masaya eğilerek birbirlerinin dudaklarına yapışmışlardı.Angel bu durumdan iğrendi ve başını çevirdi.O sırada içeriye giren ikisi kız biri erkek üç kişiyi farketti.Kızlardan biri ile erkek kolkola ve gayet samimilerdi.Angel'ın anladığı kadarıyla Quidditch'ten bahsedip gülüyorlardı.Erkekle samimi olan kızın diğer koluna girmiş olan utangaç kız ise erkeğe bakıyordu.Gözlerini ondan alamıyor gibiydi.Angel durumu anlamıştı.Erkekle kız kanka olmalıydılar.Diğer kız ise erkeğe aşıktı.Ama bunu söyleyemeyecek kadar utangaç gözüküyordu.Angel kafasını önüne eğdi.Onunda bir sevgilisi olsun isterdi.Acaba bu dünyada onu güzel bulan bir erkek yok muydu?

Bill şu son günlerde çok sıkılıyordu.. Hem zaten şu su parkına gitme işi de yatmış gibiydi. Hiç bir arkadşından haber alamamıştı şuana kadar. Sıkıntısını atmak için Üç Süpürgeye gitti. İçeri girdiğinde masada yanlız başında oturan bir kız gördü. Kıza iyice yaklaştığında onun Angel olduğunu görünce şaşkın bir ifadeyle yanına yaklaştı ve,

" Oh Angel , nasılsın ? "

dedi omzuna dokunarak. Gerçekten de Angel'in burada tek başına ne yaptığına anlam verememişti. Ama onunla karşılaştığı için çok mutluydu.

Angel gözüne kestirdiği üçlüye dalıp gitmişti.Küçükken onunda kankası ona imkansız bir aşk beslemişti ve Angel bunu geçen sene öğrenmişti.Daha öğrendiği sene çocuk Durmstrang Enstitüsüne çoktan gitmişti bile.O yüzden birlikte vakit geçirememişlerdi.Angel bununda acısıyla şimdi onun kolunda başka bir kızla dolaştığını düşünüyordu.Ama Angel bol arkadaşlı fakat sevgilisizdi.

Tam bunları düşünürken bir sesle birlikte omzunda bir el hissetti.Arkasına döndüğünde bu kişinin Bill olduğunu görmüştü.Gerçekten çok hoş bir tesadüftü.Angel zaten yalnız kalıp düşünmekten sıkılmıştı.Hemen yanındaki sandalyeyi onun altına çekti ve garsonu çağırdı.

Angel garson başka masalarla ilgilenirken "Selam Bill.Nasılsın?" diye dostça sordu.Bill de tek başına mutsuz gözüküyordu.Ne de olsa okul kapandığından beri tek bir görüşme yapmamışlardı.Arada sırada rastlantı sonucu karşılaşıyorlardı.

" Selam Bill. Nasılsın? "

Bill Angel'in biraz mutsuz olduğunu fark etti. Sanki yüzü bir hüzün ifadesine bürünmüştü. Böyle şeylere çok dikkat ederdi. Fazla vakit kaybetmeden Angel'in sorusuna cevap vermeyi tercih edip,

" İyiyim sen nasılsın? "

dedi.. Melis ile de henüz görüşememişerdi. Belkide annesi ile tatile çıkmışlardır diye düşünüp aklından bu düşünceyi attı.Havalara gelince ; iyice sıcaklaşmıştı. Tam deniza girmenin vakti gelmiş gibi görünüyordu. Ayrıca daha yapmaları gerekn bir planları vardı, o da su parkına gitmekti. Bill en kısa zamanda Melis ve Deniz ile görüşecek , bu planı aktif hala getirmelerini dile getirecektir.

Angel gelen balkabağı suyunu yudumladı.Bu sıcak havada içi ferahlamıştı.Bill çok düşünceli bir arkadaştı.Angel'ı kısa sürede çok iyi tanımıştı.O da Melis ile görüşememenin husursuzluğunu yaşıyor olmalıydı.Angel onun sorduğu soruya dürüstçe cevap verecekti.

"Aslında iyiyim Bill.Ama sizin gibi mutlu çiftler görünce üzülüyorum.Sizin gibi muhteşem bir ilişki Deniz ile banada nasip olur umarım" dedi gülerek.Tam o sırada başlarında sipariş için bekleyen barmeni farketti.

Bill'e dönerek "Ne içersin Bill?Buz gibi balkabağı suyu tavsiyemdir!" dedi anlayışlı bir sesle.Bu sıcakta burada oturmak yenine su parkında olmak isterdi.Melis ve Deniz'in uzun bir tatile çıkmadıklarına inanmak istiyordu.Birlikte eğlenebilirlerdi.

" Aslında iyiyim Bill.Ama sizin gibi mutlu çiftler görünce üzülüyorum.Sizin gibi muhteşem bir ilişki Deniz ile banada nasip olur umarım "

Bill bu sözün üzerine sadece gülmeyi tercih etmişti. En iyiside bu olurdu zaten. En azından bir gün Anel ve Deniz'inde böyle bir ilişkiyi yaşayacaklarını tahmin edebiliyordu. Bill böyle bir şeyin olmasını gerçekten de çok isterdi. Hem dostlarının mutlu olması , onun mutluluğu gibiydi. Tam o srada Angel , Bill'e şu soruyu sordu,

" Ne içersin Bill?Buz gibi balkabağı suyu tavsiyemdir! "

Bill biraz düşündü.Belki de bu sıcak havada buz gibi bir balkabağı suyu gerçektende iyi gidebilirdi. İlk önce sırıttı ve sonra cevap verdi,

" Ah .. evet..Sanırım senin tavsiyene uyacağım. "

Angel onun bu cevaba sadece güldüğünü gördü.Zaten Bill'in kendini ve ilişkisini hiç övmemesi onun hoşuna gidiyordu.Belkide bu yüzden iyi anlaşıyorlardı.Angel şimdi içeriye Deniz ve Melis'in hızla dalmasını isterdi.Sonra arkalarından eski aşkının dalıpta artık bu okulda okuyacağını söylemesini çok isterdi.

Angel'ın düşünceleri Bill'in onaylayan sesi ile bozuldu.Angel hemen barmene dönerek "Lütfen bir balkabağı suyu daha getirir misiniz?" dedi nazikçe.Sonra sandalyesine daha da yerleşti.Bir arkadaşının yanında olması rahatlık vermişti.

Bill'e bir süre baktı.Geçen sene abisinden öğrendiği birkaç zihinbend taktiğini denedi.Sonra vazgeçti.Arkadaşına sormadan öğrenmeye çalışmak yerine sorarak herşeyi öğrenebilirdi."Ne zaman su parkına gidiyoruz?" dedi merakla.Balkabağı suyundan bir yudum daha alarak rahatladı.

" Ne zaman su parkına gidiyoruz? "

Bill'in bu soruya cevap vermesi beklenemezdi. Çünkü henüz ortada kesin bir şey yoktu. Hatta daha ne zaman gideceklerini kararlaştırmayı bırak, görüşememişlerdi bile. Bill Melis'e mektup göndermişti ama ne yazık ki ona da cevap alamamıştı. Balkabağı suyundan yavaşca bir yudum aldı. Zevkine vara vara içmesi gerçektende hoştu. Artık Angel'in sorusuna cevap vermesi gerekiyordu.

" Hiç bir fikrim yok, daha kararlaştırmadık.. "

Bir yandan da etrafına bakınıyordu , acaba Melis gelicek mi diyerekten. Ama içinde beslediği ümit boşunaydı. Mektubuna da cevap vermediğine göre kesin onlar ailecek bir yere gittiler diye düşündü...

Melis uzun bir tatiLin ardından eve geri dönmüştü.Oldukça yorgundu.Gözlerini açtığında bedeni vücudunu zar zor kaldırıyor gibi hissediyordu.Mutfağa inip ikizi ve annesiyLe güzel bir kahvaltı yaptı.Dışarı çıkıp gezmek istiyordu.Annesinden izin alıp Hogsame^ye gitti.Kavurucu sıcağın tam ortasında ona çarpanlara aldırmadan kendini atacak serin bir yer bulma umuduyLa iLerLiyordu.

Hogsame sokaklarında dolanıp duruyordu.Belki Hogwarts^tan biriLerine rastLardı.Angel ve BiLL^i de görmemişti.Onları o kadar çok özlemişti ki...Üç süpürgeye gitmek gibi bir fikir vardı aklında.Önüne gelen turuncu saçlarını geriye atıp eliyle bir araya getirip bıraktı.Sıcaktan bunalmıştı.Mavi gözlerini altındaki kızarmış yanaklarına kaydırdı.Ardından gözleri yanındaki kapıya ilişmişti.Üç süpürgeye gelmişti.Kapıyı aralayıp içeri girdi.İçerisi bir Muggle deyimiyle insan kaynıyordu...İçeriye adımını atıp boş masaları kolladı.Tanıdığı pek kişi yoktu.Gözleri köşede bir masaya ilişmişti.Gördükleri karşısında gözleri kocaman olmuştu..Angel ve BiLL..tam orda oturuyorlardı.Melis biran ''Güneş başıma vurmuş oLmaLı''diye düşündü içinden.Daha sonra gerçek olduğunu hazmetti ve hızlı adımlarla masaya yaklaştı.Elini Angel^in omzuna koyup

''Imm..Umarım rahatsız etmiyorumdur küçük hanım.Oturmamın bir mahsuru var mı acaba?''

dedi güLümseyerek.Onların kendisini farketmelerini bekliyordu.Işıl ışıl gözleri Bill^e dönüktü.Gerçekten umduğu gibi olmuştu.En sevdiği arkadaşı ve sevgilisini bulmuştu sonunda..

Bill , Angel ile sohbet etmekteydi.. İkiside bir yandan konuşuyor ,bir yandan ise kahkahalar ile gülüyorlardı. O sırada içeri biri girdi. Bill hemen giren kıza baktı.. Bir de ne görsün Melis ..! Melis hemen onlara doğru yaklaşmıştı. Angel' in omzuna dokunup

'' Imm..Umarım rahatsız etmiyorumdur küçük hanım.Oturmamın bir mahsuru var mı acaba? ''

Bill ona parlayan gözleri ile bakıyordu. Niye Bill' e pas vermemişti. Oysa ki Bill ilk önce kendisine selam verir diye düşünmüştü.. Ama hiç bir şey umduğu gibi olmadı tabikide. Melis' e bir süre baktı sonra,

" Bakıyorumda bize hiç pas yok.! "

dedi bilmiş bilmiş ...