-Chester göl kenarında gezerken gözüne bişiy batıyordu hassas gözleri uyuşturulmuş gibi olmuştu.Biraz başını kaldırdığında parlak güneşi fark etti.Chester ellerini cebinden çıkararak bir "ahh" çekti.Geçmişi özledi bir anda.İçinden bir şeyleri atmak istedi göl kenarının etkileyici manzarası üzerine yere eğildi elini soktu toprağın içerisine eline hassa yumuşak sabun kadar kaygan taş,kabuk ve biraz kum geldi.Kabuğa gülümseyerek baktı içinden "yumuşak şey,keşke senin kadar hassas biri olabilsem"dedi.Sonra kabuğu cebine atarak taşı aldı bir şeyler atmak istiyordu denize doğru hızlı bir şekilde taşı attı taş denizin üzerinde 6 takla atarak güneşe doğru yollandı sanki.Etrafta kimse yoktu Chester derin derin nefes alarak veriyordu.Kendisini boğuluyor gibi hissetti bir an.Gözlerini yumarak hanisilasyon gördüğünü sanmaya çalıştı gözlerini açtığında derin nefeslerinden eser kalmamıştı.Ortak salona gelme saati geldiğinde Chester başını kaldırarak "bekle beni Hogwarts ben geliyorum"diyerek Hogwarts'ın büyük kapısına doğru koştu.