"Günaydın Çocuklar"
dedi sınıfa giren Profesör Gökhan .Dosyalarını masasına bıraktı.Bugün enerjik ve mutlu görünüyordu. Bugünkü konuyla ilgili konuşmaya başladı.
"Bugün İksir dersinde temel bilgileri işleyeceğiz.Herkes bir parşomen ve tüy kalemi çıkarsın ve önemli bulduğu yerleri not alsın.Bu konu sınavda çıkacak konulardan biri.Evet başlıyoruz"
dedi ve biraz durup düşündü.Sonra tekrar konuşmaya başladı. "Konumuz Simya,Çoğunuz büyük ihtimalle Simya'yı, değişik metalleri altına dönüştürmeye yarayan büyü işlemini bilmiyordur. Niye bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz? Çünkü bu işlem bir iksirle yapılıyor ve artık uygulanmıyor, Gringotts Büyücüler Bankası dışında. Büyücüler efsaneye göre bunu ta zamanın başından beri biliyorlar, ama öte yandan Muggle'ların da Simya'yla ilgili daha karmaşık bir geçmişleri var. Uzun yıllar önce Muggle bilimadamları değersiz nesneleri daha değerli nesnelere çevirmek için bir yol bulmak istediler, böylece nesneleri deneyle altına çevirmeye çalıştılar (ama işe yaramadı).
Bir gün gerçi bir Muggle, Simya'yı basit bir iksirle (hiç düşünmediği bir şekilde!) uygulayan bir büyücüye rastladı ve orada kalıp büyücünün ne yaptığını izlemeye karar verdi. Muggle (adı bilinmiyor) izleyerek bu değerli büyü işlemini nasıl yerine getireceğini öğrendi. Gitti ve öğrendiklerini daha sonra daha çok sayıda Muggle'a anlatacak olan bir kaç Muggle'a anlattı. Muggle'ın hikayesi bilinen dünyaya yangın gibi yayıldı. Gerçek ise, Muggle'ların ürettiği altının büyücülerin ürettiği altının değerini değiştirmesiydi.
Büyü Bakanlığı bunun hakkında bir şeyler yapmaya karar verdi. Sadece kadim bir büyücü sırrı Muggle dünyasına gitmemişti, aynı zamanda büyücü ekonomisi gittikçe bozulmaya başlamıştı. Olanlar Bakanlık'ın yapacakları şeylerin Muggle'ların güvenliği ve büyücülerin gizliliği için dönüm noktası olacağını anlamalarını sağladı. Büyü Bakanı sadece bir avuç Muggle'a hafıza büyüsü yaptı. Onları Simya diye bir şeyin olmadığına ve nesneleri altına dönüştürmenin imkansız olduğuna inandırdı. Bu yaptığı işe yaradı, büyülediği Muggle'lar tüm dünyaya yayıldılar ve önlerine gelen herkesi Simya'nın dolandırıcılıktan başka bir şey olmadığına inandırdılar.
Bu Muggle "biliminin" doğuşuydu, Bakanlık büyücüleri Muggle'ları büyüden (Simya gibi) uzak tutmak için bir tılsım keşfettiler. Bu yöntem ayrıca Muggle'ların bilgileri ve "gerçekleri" diğerleriyle paylaşmalarını sağlayan bir sistem haline geldi. Bakanlık ne zaman Muggle'ları bir şeyin gerçek olduğuna inandırmak istese bir kaç Muggle bilimadamını büyülüyorlardı ve öğrenmelerini istedikleri bilgi bu bilimadamlarıyla tüm dünyaya yayılıyordu.
Ama Muggle'ların ürettiği tüm altına ne oldu? Bu altınlardan çok fazla üretildiğinden ve büyücülerin ürettiği altının kalitesini düşürdükten sonra Bakanlık tüm dünyaya "altın madenleri" yerleştirdi ve bu madenlerden değersiz altın çıkarılmasını sağladı. Daha sonra Gringotts büyülenmiş altından sadece büyü dünyasında geçen madeni paralar üretmek için görevlendirildi. Bu büyücü ekonomisini yeniden yapılandırmak için yapılmıştı. Simya sayesinde üretilen tüm altınlar şimdi geçersizdir."
şeklinde Simya'yı anlattı profesör.Sonra elindeki kitabı karıştırdı.Ve kitap hakkında konuşmaya başladı.Kitabı tanıtırken arada iksiri de kısaca anlattı.
"İksir, diğerlerine pek benzemeyen bir büyü dalıdır. Gerçek yaşama geleneksel büyüden çok daha başka şekillerde uygulanabilir, ve gerçek yaşama uygulanmadığında da çok derin ve gizemli etkileri olabilir. İksir sanatı asa gerektirmez; akıl, mantık, sabır ve yaratıcı bir beyin gerektirir. En karmaşık ve zaman zaman zahmetli bir büyü dalı olmasına rağmen bunu kontrol edebilen kişi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramaz.
İşte bu da bu kitabın anlattığı şey. Kitap herhangi birinin kendini iksir eğitimine hazırlamak için bilmesi gereken temel bilgileri içeriyor. Umarım bu kitap size yardımcı olur ve iksir biliminin yaşamımızdaki, tarihimizdeki ve düşünme biçimimizdeki rolünü anlamanızı sağlar.Herkese bu kitaptan vereceğim.Size yardımcı olacaktır." Gökhan asasını salladı.Herkesin sırasında kitaptan bir tane belirdi.Profesör tahtaya zarif bir asa hareketiyle kısa notlar yazdı.
"Bu yazılar size Simya hakkında çok önemli bilgiler veriyor.Bunları not etmenizi tavsiye ederim."
dedi ve masasına yöneldi.Sandalyesine oturdu.Öğrencilerin not almalarını bekledi.Yeterli olduğunu düşündüğü bir süreden sonra tekrar ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.
"Son olarak ödevinizi veriyorum.Simya için gerekli olan malzemelerin listesini araştırın ve hazırlayın.Bu kitaptan ve kütüphanedeki diğer iksir kitaplarından kullanabilirsiniz.İyi günler"
dedi ve bütün öğrencilerin çıkmasını bekledi.Sınıf boşaldıktan sonra dosyalarını alıp çıktı.Üçüncü katın koridorunda ilerledi.Bahçeye çıktı.İleride oturan profesör Pelin'i görünce yanına gitti ve . "Sakıncası yoksa oturabilir miyim?" diye sordu. Pelin başını sallayınca oturdu ve "Ben de yeni dersten çıktım.Çok yoruldum...Nasılsın?" dedi. Gökhan aslında diğer profesörler ile "siz"li konuşurdu ama Pelin ile çok yakınlardı."İyiyim ya sen?" diye sordu Pelin. Gökhan gülümseyerek cevap verdi "iyi" .Bir süre sessizlik oldu.Gökhan Pelin'e baktıkça onun birşey söylemeye çalıştığını anladı.Sonunda biraz utanarak konuştu Gökhan "Sana ne kadardır söylemek istediğim bir şey var Pelin...Şey...Ben seni seviyorum" Pelin şok içindeydi..Aşkına karşılık geldiğini anlayınca mutluluktan bulutlara uçtu.Gökhan'a yaklaştı yavaşça ve ona sıkıca sarıldı.