Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı

out:söğüt ağacının altı nasıl?

Avril'ın canı sıkılmaya başlamıştı.Hazal ile Daren'da gitmişti.Müşterilerde yavaş yavaş dağılıyordu.Avril de boş bir masaya oturup can sıkıntısından menüyü karıştırıyordu.

Hazal buraya geldi.Avril'i bulmak istiyordu.Onu görünce yanına gitti."Gitti.Konuşamadık.İşim çıktı bakanlıkta dedi ve gitti.Allah Kahretsin!Yine konuşamadım." dedi ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

Avril Hazal'ın sırtını sıvazlayarak 'Lütfen ağlama canım bak sen böyle üzülünce bende mahvoluyorum.Bak şöyle düşün en azından seni çok seviyor.Hadi gel biraz gezinelim açık hava iyi gelecektir.' dedi.Hazal'a gerçekten çok üzülüyordu.Bu sıralar Daren'la hiç görüşemiyorlardı.Haliyle buda Hazal'ı çok üzüyordu.

Hazal "Yok canım.Senin dükkanda işlerin vardır.Ben bir masada otururum." dedi.

Avril hemen 'Ah hayır saçmalama.Sen böyle üzgünken seni bırakamam.Dost dediğin dostunu kötü gününde yanlız bırakmaz.O zaman burada konuşalım.Hazalcm Daren seni ne kadar çok seviyor biliyorsun.Sende onu seviyorsun.Eminim ki oda istemiyordur işi çıksın ama mecbur bunu yapmaya.' diyerek Hazal'ı rahatlatmaya çalıştı.

Hazal içini çekti."Tamam.Üzülmeyeceğim." dedi.Ama gözyaşları onu ele vermeye yetti.

Avril cebinden mendil çıkartıp Hazal'a uzattı ve 'Eğer seni rahatlatıyorsa ağla.Ama buna dayanmaya çalış.Sabretmelisin canım sadece sabretmelisin.Eh sana bir soru sorsam bana ağlamadan cevap verirmisin?' diye sordu.

Hazal "Evet." dedi.

'Bak belki alakasız ve yeri olmayabilir.Ama belki mutlu olursun diye sordum yani- şey Daren'la nasıl tanıştınız?'diye sordu Avril 'Tabi anlatmak isemezsen seni zorlamam.'

Ashley yine ağlayarak içeri girdi.Gölden ayrılmıştı birazda yağmurdan dolayı ıslanmıştı.Hem üşüyor hemde ağlıyordu.''Profesör Avrıl bana bir çay verir misinz''dedi ağlayarak

Avril hemen yerinden kalktı ve ona sıcak bir çay doşdurdu sonra çayı ona uzatarak 'Ne oldu Ashley sırılsıklam olmuşsun ve neden ağlıyorsun?'

''As-aslında yok bir-şey profesör''dedi Ashley.Çayından bir yudum aldı.Profesör hazal olanları biliyordu.Porf.Hazal'a baktı ve daha sonra başını eğdi.Tekrar ağlıyordu.

"Ned'in ölümünden sonra Kayalıklarda tanıştık.O Ned'in ölümünü araştırmak için gelmişti.Sonra işte orda aşık olduk birbirimize." dedi.Hazal o günü hatırladı.Yüzünde gülümseme oluştu.

"Ned'in ölümünden sonra Kayalıklarda tanıştık.O Ned'in ölümünü araştırmak için gelmişti.Sonra işte orda aşık olduk birbirimize." dedi.Hazal o günü hatırladı.Yüzünde gülümseme oluştu.

Avril gülümsedi 'Ne güzel bir raslantı.Bak demiştim belki mutlu hissedersin diye' dedi gülümseyerek.'Sana gülmek çok yakışıyor Hazal ağlama olurmu?'

Hazal "Tamam." dedi."Ben artık kalkayım.Biraz dinleneceğim.Saol." dedi ve masadan kalktı.Avril'ın yanağına bi öpücük kondurdu.Ona sarıldı."Sen benim en iyi arkadaşımsın." dedi ve dükkandan çıktı.

Avril çok mutlu olmuştu.Uzun zamandan sonra ilk defa en iyi arkadaşı olmuştu.Hazal'ı gerçekten çok seviyordu ve sırlarını tek onunla paylaşıyordu.Onun dertleri Avril'ide üzüyordu.Ama arkadaşının güler yüzle oradan ayrışmasına çok sevinmişti.

Legolas Gelmişti Ve Boş Bir Masaya İlerlerdi...

Avril çok yorulmuştu.Bütün gün Madam Malkin'in Cübbe Dükkanı'na eşya taşımış ve giysi dikmek sorunda kalmıştı.Bitkin bedeninin daha fazla ayakta kalmaya tahammülü yoktu.Bunun için de boş bir masaya oturdu ve cam kenarındaki öpüşen çifte doğru dikkatini yöneltti.Daha sonra kendisine bir çay aldı ve papatya çayını yudumlarken menüye göz atmaya koyuldu.

Hazal mutlu bir şekilde içeriye girdi.Avril'ı buldu."Beni seviyor.Hemde çok." dedi kendi kendine gülümseyerek.

Avril hemen yorgunluğunu unutarak sevinçle cevapladı 'Sana söylemiştim Hazal.O seni çok seviyor demiştim.Eh bakarsın evlenirsiniz.Eminim bunu Daren da istiyordur.Bence siz geç kalmadan evlenmelisiniz.' dedi şakayla karışık bir ses tonuyla. 'Bu arada benim Daren'ı görmem gerekiyor çünkü akşam dükkanı kapatacağım sırada çok garip bir olay oldu.' dedi heyecanla.

Hazal meraklanmıştı."Noldu ki?Söyle.Ben Daren'le konuşurum." dedi.

Avril 'Tamam olur.Bak şimdi ben dükkanı kapatacaktım ki gece hızla yağan yağmurdan sırılsıklam olmuş pelerinli ve yüzü görünmeyen ürkütücü bir adam içeri girdi.Benden çay istedi ve bende ona çayı verdim.Yarım saat kadar sonra parayı bırakıp esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu.Ama parayı bıraktığı masanın yanında bir de not vardı.Kağıdı açıp baktığımda içinde 'Ölüm Hogwarts' da kol geziyor.Hepiniz çok geçmeden bunu anlayacaksınız.' yazıyordu.Öylesine korkmuştum ki.Hemen dükkanı kapatıp Hogwarts'a döndüm.'

Hazal "Tamam.Bunu Daren'le konuşacağım." dedi.