Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı

Gökhan içeri girdi ve boş bir masaya oturdu.

prof.pelin bekliyordu hala cevap yoktu "gökhan bugün dalgınsın galiba sen"dedi

dr.Hermione içeri girdi

Hazal Kaya kapıyı açıp içeriye girdi.Köşedeki masa dikkatini çekti.Oraya doğru yürüdü.Prof. Avril'i görünce ona selam verdi ve masaya yerleşti.

Avril Hazal'ın yanına giderek 'Hey oturabilirmiyim' dedi.O gün çok neşeliydi ama Hazal'ı görmek daha da bir hoşuna gitmişti.

Hazal Avril'e gülümsedi."Tabi oturabilirsin." dedi.

Avril sandalyesine yerleşti ve Hazal'a yönelerek 'Hayat nasıl gidiyor bakalım Hazalcım?' diye sordu.

Hazal buruk bir gülümsemeyle "Fena değil.Yaşamaya çalışıyorum işte." dedi."Ee senin işler nasıl?"

Avril'in biraz suratı asılmıştı.İçini ani bir korku kaplamıştı.'Aslında kötü gidiyor.Yani tamamıyla kötü de diyebiliriz.Bir dosta çok ihtiyacım var-' dedi ama sözünü tamamlayamadı.Nedenini bilememişti ama konuşamamıştı.

Hazal endişelenmişti."Noldu Avril?Anlatmak ister misin?Aslında benimde konuşmaya derdimi anlatmaya ihtiyacım var." dedi ve gülümsedi.

Avril biraz rahatlamıştı.Yıllar sonra ilk defa onu dinlemek dertlerini paylaşmak isteyen birini görüyordu.'Aslında benim kafamı kurcalayan şey- Hazal ben çok mu çirkinim?' diye sordu üzgün üzgün.

Hazal "Saçmalama.Sen harika birisin.Niye öyle bir soru sordun ki?" dedi.Şaşkındı.Hazal korkmadan, Avril'in Hogwarts'taki en güzel kişi olduğunu bile söyleyebilirdi.

Avril çok rahatlamıştı ama hala paylaşmamış olduğu bir soru vardı kafasında.Ama onu en iyi anlayacak kişi Hazal'dı bu yüde Hazal'a döndü ve 'Hazal aslında benim asıl sorunum hiç sevgilim olmaması.Biliyorum belkide saçma ama bu zamana kadar hiç kimse beni sevmedi.Bende çirkin olduğumu düşündüm.' dedi.Ama biraz rahatlamıştı.

Hazal düşünceliydi."Bence güzelsin.Eğer hiçbir erkek seni sevmediyse onların kafasızlığıdır.Sen sakın üzme kendini.Gayet güzelsin." dedi Hazal.Sonra düşündü.Kendi sorunu aklına geldi."Bak benim sevgilim var ama onunla hiç görüşemiyorum.Bu da benim derslerim yüzünden.Belki o benden ayrılmak istiyordur.Sordum da.Bana asla ayrılmak istemem senden dedi.Ama çok korkuyorum.Daren'i çok sevdim."

'Merak etme canım eğer seni gerçekten seviyorsa asla bırakmayacaktır.' dedi neşeyle Avril 'Hem ben Daren'la da konuştum seni gerçekten çok seviyor.Bırakacak gibi bir niyeti olduğunu da hiç sanmıyorum.Sen içini hoş tut o konuda.' Daren'ın Hazal'ı çok sevdiğini biliyordu hatta buna kendiside çok seviniyordu.Çünkü Hazal ile Daren'i gerçekten çok yakıştırıyordu.

Hazal'ın dudaklarında küçük bir gülümseme oluştu."Beni sevdiğini biliyorum.Ama o hergün etrafında başka kadınlarla.Ona güvenim tam ama...Ne bileyim işte.Çok korkuyorum.Sende biliyorsun ki onu çok seviyorum." dedi.Gözleri yaşlanmaya başladı.Ama Avril'e farkettirmeden içini tuttu.Sonra Avril'e baktı."Sen aşık oldun mu hiç?Ama gerçekten.Gerçek bir aşk yaşadın mı?"

Avril hiç düşünmeden 'Evet.' dedi.Hazal'a güveni sonsuzdu bu yüzden ona bunu anlatabilirdi. '6. Sınıftaydım.Bir çocuk vardı çok yakışıklıydı ve bütün kızlar onun peşindeydi.Ama çocuk bana kafayı takmıştı.Ne yalan söyleyeyim bende ona aşık olmuştum.Bir süre sonra James ile çıkmaya başladık.Onu gerçekten çok sevmiştim.Bir gün Hogsmeade gezisinde bağıran baraka yakınlarında bir kızla öpüştüğünü gördüm.İşte o anda dünya başıma yıkılmıştı.Onu öyle çok sevmiştim ki anlatamam ki zaten sen anlarsın.Sonra ona tokat attım ve gözümden akan yaşlarla oradan ayrıldım.Bir daha kimseyle çıkmadım.Ya da aşka küstüm bilemiyorum.Ondan sonra kimseye aşık olamadım ya da hoşlandığım biri olduysa da o beni sevmedi.Benim aşk hikayem de bu.' dedi içini çekerek.Aslında James'den bahsederken gözleri biraz yaşarmıştı.Ama belli etmemeye çelıştı.

Hazal çok üzülmüştü."Evet...Sen aşka küsmüşsün.Yoksa her erkek seninle beraber olmak ister.Hem bu olayda kötü olmuş.Ama bunu yenmen gerekir.Bunu yaparak sadece kendini cezalandırırsın."

İçini çekti ve devam etti 'Haklısın ama bunun geri kalanı daha kötü gibi geldi bana.Bir süre sonra zaten James'in arkadaşı bana gelip şunları söylediğinde ben zaten artk iyice harabeye dönmüştüm.

-James aslında seni çok seviyordu ama onlar babasının işi nedeniyle Londra'dan gideceklerdi bunun için de senin ondan nefret etmeni istedi

Bana ayne bunları söylemişti.Şu an nerededir bilemiyorum ama onu hala özlüyor gibiyim.

Hazal gülümsedi."Özlersin tabi.İlk aşkın o senin." dedi.

Prof.Pelin Karahan demiş ki:

prof.pelin bekliyordu hala cevap yoktu "gökhan bugün dalgınsın galiba sen"dedi

Hayır Pelincim ee Ne içiyoruz dedi Gökhan

Ashley içeri girdii.Prrofesörlere selam vererek bir yere oturdu.Ve kendine bir bitki çayı istedi.

Hazal, Ashley'i selamladı."Gel istersen.Konuşuruz." dedi.

Ashley Hazal profesöre asla ''Hayır''diyemezdi.''Peki efendim''diyerek masaya oturdu.Ve aklına takılan soruyu sonunda sordu ''Profesör beni takıma seçmeniz bence bir hataydı.Size saygısızlık etmek istemem ama çok kötü uçtuğum her türlü belli oluyor bana süpürgenizi ödünç verdiniz teşekkürlerama bilmiyorum..''dedi ve başını öne eğdi.

Hazal "Bence çok iyi yaptım seni takıma almakla." dedi.