Yalnız

Angel koridorlarda öylece yürüyordu.Tek arkadaşları tablolardı.Tam ikinci kattaki merdivenlere geldiğinde birinin kendisine seslendiğini duyarak kafasını kaldırdı.Konuşan yakışıklı bir gencin tablosuydu.Tablodaki genç ona merakla bakıyordu."Ne oldu Miss Armstrong.Niçin ağlıyorsunuz?" Angel ona ıslak gözlerle baktı."Yo-yok birşey! Sen beni boşver keyfine bak!" dedi ve merdivenlerden hızla zemin kata indi.Aslında onun kalbini kırmak istemezdi ama daha ne kadar tablolarla arkadaşlık edebilirdi? Angel önündeki büyük tahta kapıyı iterek açtı.Rüzgar parıltılı saçlarını dağıtmıştı.Angel koşarak bir söğüdün altına yerleşti ve tuttuğu gözyaşlarını bıraktı.Gözyaşları sel gibi akıyordu.Angel ikinci defa hıçkırarak ağlıyordu!

Bill çok sıkılmıştı göl kenarına inmeyi tercih etti.Zaten durmadan dersler onu sıkıştırmıştı.Ordan çık oraya gir..gerçekten çok yorucu bir gündü.Hızla göl kenrına indi.Bir kız vardı,ou ilk kez görüyordu.Üstüne üstelik ağlıyordu..Acaba neden ağlıyor diye merak edip yanına gitti,

" Neden ağlıyorsun? "

dedi ellerini onun omzuna doğru dayayarak..Bazen kendinin bir Slytherin'li olduğuna inanmıyordu bile.

Angel kendini yalnızlığa inandırmıştı.Tam o sırada omzunda bir el gördü.Arkasına döndüğünde Slytherin cüppeli ve kendinden birkaç yaş büyük bir erkek duruyordu.Angel onun Slytherin olupta bir Gryffindor'a böyle davranmasına mana verememişti.Ama Angel zaten normal bir Gryffindor değildi."Açıkça söylemem gerekirse hiç arkadaşım yok.Gryffindorlularla konuşamıyorum.Onlarda benimle konuşmuyorlar" dedi üzgün üzgün.Bu durum onu fazla üzmüyordu.Ama onunla konuşmayanlar tek Gryffindorlular değildi.

" Açıkça söylemem gerekirse hiç arkadaşım yok.Gryffindorlularla konuşamıyorum.Onlarda benimle konuşmuyorlar "

Bill yavaşça onun yanına oturdu.Onun demek istediğini anlayamazdı çünkü Bill bu okula geldiğinden beri bir sürü arkadaş edinmişti.Ona destek olmak istercesine konuştu,

"Bak bu arada adım Bill,kimse seninle arkadaşlık yapmıyor olabilir ama sen böyle davranarak daha da güçsüz duruma düşüyorsun salla Gryffindor'lu ezikleri onların sevgisine mi kaldın sen benimle arkadaş olabilirsin,adın ne bakalım senin? "

Kahverengi gözlerini kıza dikmiş anlamlı anlamı bakıyor bir yandan da ondan cevap bekliyordu.Kız çok masum duruyordu ve gözlemlediğine göre de yaşı Bill'den küçüktü.

Angel'ın gözleri Bill adlı çocuğun desteği sayesinde sinsice parladı.Kendinden yaşça büyük bir Slytherinli ona arkadaşlık teklif ediyordu.Angel da zaten Ravenclaw ve Slytherinlilerle arkadaşlık kurmak istiyordu."Adım Angel Keira.Ama daha çok Angel ismini kullanırım.Lakap takanlar bana Dark Angel derler!" dedi bir hevesle.Eminim Bill onu masum ve acınası bir Gryffindor sanmıştı.

" Adım Angel Keira.Ama daha çok Angel ismini kullanırım.Lakap takanlar bana Dark Angel derler! "

Bill biraz düşündü acaba ona hangi isimle hitap etmeliydi.Keira..Evet Keira diyecekti bundan sonra ona.Onunla cadılar bayramı baosunda da karşalaşmamışlardı.Belkide hiç arkadaşı yok bu yüzden gelmemiş olabilir diye düşündü..SOnra etrafa bakıp için çekti ve ardından konuştu,

" Temiz havaya bayılırım..! "

Angel onu süzdü.Onunla arasında çok fazla bir boy farkı yoktu.Ama çocuk her Slytherinli gibi küçüklerine tepeden bakan bir tipe benziyordu.Ama Angel buna aldırmadı.Kesinlikle onun görüşünü değiştirebilirdi.Kendiside Slytherin kanı taşıdığı için bu durumu düzeltmek bebek işiydi.Angel onun sesiyle irkildi."Gerçekten hava çok güzel.Temiz hava her zaman insanı kendine getiriyor!" dedi kendine güvenen bir ses tonuyla.Hogwarts'a geleli beri popüler Angel gitmiş pısırık Angel gelmişti.Angel bu durumdan hoşnut değildi.

" Gerçekten hava çok güzel.Temiz hava her zaman insanı kendine getiriyor! "

Bu sözün üzerine ikiside doğayı seyretmeye koyuldu.Ortam sessizleşmişti.Bill sessizliği hiç sevmezdi,bu yanında dahaçok konuşmaya ayılırdı.Aklına bir sürü soru gelmiş acaba ilk hngisini sorsaydı derken konuşmaya başladı,

" Peki başka tanıdığın kimler var? "

Belki Bill'in tanıdığı bir kaç kişiyi o da tanıyordur diye ümit etmişti.Böylece Bill onu arkadaş grubuna daha çabuk ısındırabilirdi.

Deniz sıkıntıdan patlamak üzereydi.Göl kenarında geldi.Ayağını sürte sürte yürüyordu.Başını kaldırıdığında Bill ve yanında duran bir kızı gördü.Onların yanına gitti.Bill'in omzuna elini atarak "Vay enişte,nasılsın?" dedi.Sonra kıza baktı.Kızın ağladığını farkedince bir an için çok şaşırdı Deniz.Hemen ona ne olduğunu sordu.

" Vay enişte,nasılsın? "

İşte gelmişti Bill'in en sevdiği kişilik.Deniz ile çok komik anıları vardı.Eee ne de olsa biricik aşkısının ikiziydi.Aslında Bill kendi ikizi olan Tom'a da Deniz'i ayarlamak istiyordu ama bir türlü başlayamamıştı operasyona.Deniz'i görür görmez sarıldı ve cevap verdi,

" İyiyim Deniz sen naslsın bakalım? "

"İyiyim Deniz sen naslsın bakalım? " dedi Bill Deniz'e.Deniz'de iyi olduğunu vurugulamak için başını aşağı yukarı salladı.Sonra Bill'e kaş göz işareti yaparak yanlarındaki kıza ne olduğunu sordu.Ortam çok sessizdi ve sakindi.Deniz Bill'in cevabını bekliyordu.Kız çok üzgüne benziyordu.Deniz de Bill'lerin yanına çömelerek oturdu.Rüzgardan saçları arkaya uçuşan Deniz,cebindeki pembe tokayı çıkardı ve saçını bağladı.

Bill Deniz'i kenara çekti ve konuşmaya başladı,

" Kızın adı Keira Gryffindor'lu..ve hiç arkadaşı yokmuş,bunun için ağlıyor. "

Bu kelimeleri söylerken bile çaktırmadan Keira'ya bakıyordu acaba ondan gizli konuştukları için alınır mı diye.Sonra Deniz'in konuşmasına izin vermeden devam etti,

" Hadi gel bir an önce yanına gidelim de yanlış anlamasın. "

İkiside Keira'nın yanına geri döndüler.Bill Deniz'e kaş göz işareti yaparak yanlarına oturmasını vurguladı.Bir yandan da gözleri Keira'dyadı.Acaba Melis neredeydi?Tabi bunu en iyi bilecek şahıs Deniz'di..Deniz'e baktı ve sordu,

" Melis nerelerde ya? "

Deniz,bu soruya hiç hazır değildi.Gözleri Keira'ya takılmıştı.Bill'i dinlemiyordu ma dediklerini duymuştu.Sorusuna cevap verdi:

-İnanır mısın canım? Ben de bilmiyorum.Sabah berbaer derse girdik.Sonra bir daha görmedim.Zaten ben de evden geldim.Ders çalışıyordum.

dedi.Sonra yüzünü Keira'ya geri çevirdi.

" İnanır mısın canım? Ben de bilmiyorum.Sabah berbaer derse girdik.Sonra bir daha görmedim.Zaten ben de evden geldim.Ders çalışıyordum. "

Bu sözün üzerine Bill biraz düşündü,acaba Melis yine nerelere kaybolmuştu.Ah Melis bir kerede ortalıklardan yok olmasan olmayacak sanki diye geçiriyordu içinden.Sonra Deniz'in aşk hayatı ile ilgili soru sorsam mı acaba diye düşündü.Eğer birini sevmiyorsa aklındaki süper fikir işe yarayabilirdi bu yüzden hemen sordu,

" Eee Deniz sana biri çıktı mı? "

Bu soruya Deniz ne diyeceğini bilemedi.Saçlarını arkaya doğru attı ve cevap verdi:

-Sence çıkar mı be.

dedi gülümseyerek.Ardından:

-Bana biri çıkacak da ben de sevgili olucam.Olucak şey değil Bill'cim.

dedi.Sonra Keira'nın yanına oturdu ve Bill'e de oturması içinişaret etti.

" Sence çıkar mı be "

" Bana biri çıkacak da ben de sevgili olucam.Olucak şey değil Bill'cim. "

Neden böyle demişti ki.Deniz'de Melis kadar şirin ve güzeldi.Ayrı zamanda etkileyici bir yapıya da sahipti.Neden kendi hakkında böyle olumsuz düşünmüştü Bill buna bir anlam getirememişti.Sonra Deniz Bill'e Keira'nın yanına oturması için işaret edince Keira'nın yanıan doğru oturdu ve ona bakıp şunu söyledi,

" Sende sustun Keira konuş biraz. "

Hemen ardından Deniz'e umut vermek istercesine baktı ve,

" Aaa neden fıstık gibi kızsın olur merak etme. "

diyerek göz kırptı..

Angel hiç sessizliğini bozmuyordu.Kimseyi tanımadığı için Bill'e cevap vermek istemedi.Şimdi yanlarına bir kız gelmişti.Ama Angel Hufflepufflılara karşı ailesi sayesinde hep önyargılı büyümüştü.Angel'ı bu binaya düşmemesi için uyarmışlardı.O yüzden Angel eğer kızla konuşursa ailesini üzeceğini düşünüyordu.Bu yüzden onları dinlemekle yetindi.Bill'in sözleri üzerine "Soruna cevap veripte işini zorlaştırmak istemedim.Ama seninde sayende eski halime döneceğim.Sana bir soru soracağım." dedi çekinerek.Sonra Deniz'e bakarak "Önemli birşey yok!Bu arada eminim erkekler kapında pervane olacaklardır!" dedi.Çünkü onun gibi bir kıza sert çıkmak imkansızdı.Sonra yine Bill'e bakarak "Ravenclaw'dan Josh'u tanıyor musun?" diye sordu.

"Soruna cevap veripte işini zorlaştırmak istemedim.Ama seninde sayende eski halime döneceğim.Sana bir soru soracağım."

" Ravenclaw'dan Josh'u tanıyor musun?"

Bill bu ismi daha önce duymuştu ama henüz onunla hiç karşılaşmamıştı.Keira'ya baktı ve ,

" Malesef tanımıyorum ama adını duymuştum yoksa onu mu seviyorsun? "

Yine başlamıştı paparaziler gibi konuşmaya.Ah Bill sen hiç akıllanmayacaksın dimi diye geçiriyordu içinden.Milletin özel hayatına karışmaya bayılıyordu.Havada hafiften esmeye başlamıştı.Bill'in gözleri bir yandan da yoldaydı beki Melis gelir diye....

Angel'ın yanakları kızarmıştı.Aslında o çocuğu boş sınıfta gördüğünde hoşlanmıştı ondan.Adınıda sonradan tesadüfen öğrenmişti.Ama artık onu hiç göremiyordu."Aslına bakarsan çok yakışıklı çocuk.Tam benim tipim.Kendiside bana ilgisiz görünmüyor ama bilmiyorum!" dedi heyecanla.Eski haline dönüyordu.Bill çevresindeki insanlarla hemen kaynaşan bir çocuktu.Artık onun bu okuldaki abisi Bill olacaktı.

Melis odaya tıkıLıp kaLmıştı.Kendine vakit ayırması için haftasonunu bekLeyemezdi.Çünkü artık ödevlerden ve derslerden bıkmıştı.Okul neredeyse bitecekti zaten.Pek de bunaLmak istemiyordu.Çoktandır BiLL'i de görmemişti.Ne annesini ne ikizini ne babasını ve ne de Bill'i..Bir ara ortalıktan kaybolduğunun farkındaydı.Hogwarts bahçesinden çıkarken düşünceleri aklını karıştırmıştı biran.Göl kenarına gidip sakinleşmeyi düşünüyordu ki ikizini görür gibi oldu.Birkaç derste karşılaştığı Angel adLı kız ve Bill'de oradaydı.Yüzündeki gülümsemeyle yanlarına gitti.Önce ikizinin yanında durdu

''Vay Deniz,sonunda buLdum seni ''

dedi gülümseyerek..Deniz^i gıcık etmek hoşuna gidiyordu ama o onun kardeşiydi nede oLsa..Haatta kardeştende yakındı.Canının yarısı gibi birşeydi.Bill'in yanına geldi ve koluna girdi

''Eee tatLım sen ne yapıyorsun?''

dedi ardından Angel'in yüzüne baktı.Ağlıyor gibiydi.Bill'i dürtükleyip ne olduğunu sordu.

"Aslına bakarsan çok yakışıklı çocuk.Tam benim tipim.Kendiside bana ilgisiz görünmüyor ama bilmiyorum!"

Keria 'nın söylediği bu cümleye sadece başını salllayarak cevap vermekle yetindi.Konuşacak hali bile yoktu.O sırada yanlarına Melis geldi.Bil birden ayaklandı onu çok özlemişti.Melis gelip Bill'in koluna girdi ve ardından şu cümleyi söyledi,

''Eee tatLım sen ne yapıyorsun?''

Bill bunun üzerine onun yanağına bir öpücük kondurup cevap verdi,

" İyiyim canım sen ne yapıyorsun bakalım? ..hep seni düşündüm. "

Sonunda Melis'de gelmişti.Görüşmeyeli uzun zaman da olmuştu ..Hem zaten okul kapanmak üzereydi.Şunun şurasında birkaç gün daha beraber olacaklardı.Ama belki tatilde de buluşabilirlerdi.Bill tatil için muhteşem bir plan hazırlıyordu.Arkadaşlarıyla su parkına gidecekti.

Bill biraz yorgun gözüküyordu.Zaten Angel Bill ile arkadaşlık kurmak için fazlasıyla küçüktü.O yüzden yavaşça yağa kalktı.Onların zaten bir arkadaş grubu vardı.Melis'in yanına giderek "Seninle de tanıştığıma memnun oldum!" dedi ve arkasını dönerek Hogwarts'a yürümeye başladı.

Angel Hogwarts' doğru yürümeye başlamıştı.Acaba neden gidiyordu ki?Yoksa kişi sayısı arttı diye mi?Bill hemen peşinden koştu ve onu kırmamak için konuştu,

" Neden gidiyorsun Angel, söylediğim gibi sende benim arkadaş gurubuma katılabilirsin. "

dedi kolundan tutarak.Bu hırakmak hiç hoş değildi haldeyken onu yanlız bırakmak hiç hoş olmazdı.Masumca gözlerini ona dikmiş bir şekilde ondan cevap bekliyordu.

Angel kendini kaptırmış saölarını savurarak yürürken kolundan biri tuttu.Angel arkasına döndüğünde Bill vardı.Onu kırmak istemediği belliydi."Aslına bakarsan siz çoktan kaynaşmışsınızçHem sizden biraz küçük ve farklı gibiyim.Ama yinede örnek aldığım bir abi olduğunu bil!" dedi.

Melis Bill'e gülümseyerek bakmıştı.Onun yanındayken gözleri ışıldıyordu.Birden Angel'a baktı.Melis'e bakıp

"Seninle de tanıştığıma memnun oldum!"

demişti.Melis tam cevap verecekti ki Angel çoktan arkasını dönmüş okula gidiyordu.Gözlerini Bill'e çevirip

''Sorun ben miyim?Ben geLdim diye mi bozuldu yoksa?''

dedi yüzünü asarak..Gerçekten sorun oysa gidebilirdi.Sonuçta başkalarını rahatsız etmek istemezdi.Her ne kadar ikizi ve Bill orda olsa dahi..Ardından Bill kolundan çıkıp koşarak Angel'in yanına gitmişti.Ne olduğunu bilmiyordu ama umuyordu ki pek bir sorun olmasın..Angel geri döncekse ya da aralarında yaşanan kötü şeyler bitcekse Bill'in gitmesi gerçekten de iyiydi.Sonuçta abi-kardeş gibiLerdi.Aile sorunuydu belki de..Melis pek de olaya karışmak istemiyordu.